Sayıştay Raporu Doğrultusunda Özel Hastanelerden İstenen Savunmalarla İlgili Hukuk Görüşü
OHSAD Tarafından yayınlanan "Sayıştay Raporu Doğrultusunda Özel Hastanelerden İstenen Savunmalarla İlgili Hukuk Görüşü" şu şekildedir :
Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlükleri tarafından Özel Sağlık Hizmeti Sunucuları’na iletilen yazılarda Sayıştay Başkanlığı’nca yapılan araştırma sonucunda tanzim edilen raporlara istinaden, 2011 yılında tedavi hizmeti alan SGK’lı hastalardan fazla ilave ücret alındığı iddia edilerek, bu işlemlere ait kredi kartı dökümleri ile hastalara ait detaylı bilgilerin yer aldığı listeler tebliğ edilerek bu kapsamda 2012 yılı Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi’nin 6.2.1 ve 11.3.2 maddeleri gereği savunma talep edilmektedir.
İlgili yazıda ilave ücret alındığı iddiasının temel dayanağının, bu hastalara ait kredi kartı ödeme dökümleri olduğu, mevcut dökümlerin hastaya ilişkin tıbbi kayıtlar ile eşleştirilmeksizin tahsil edilen bedelin detayı incelenmeden kanaate varıldığı görülmektedir. Ayrıca yazı ekinde fazla ilave ücret alındığına dair tespiti içeren rapor Özel Sağlık Hizmeti Sunucuları’na tebliğ edilmemiş olup, savunma hakkını kısıtlar nitelikte rapor içeriği ibraz edilmeksizin yapılan savunma talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmek gerekir.
Kaldı ki, hasta kayıtları incelemeye alınmadan salt kredi kartı ödemelerinden yola çıkılarak fazla ilave ücret tahsil edildiğine dair tespit aşağıda detaylı izah edilecek nedenlerle de açıkça hukuka aykırıdır. Şöyle ki;
1. Yazı ekinde iletilen tablolarda yer alan kişilerin kendi ödemelerinin yanında yakınlarının ya da üçüncü şahısların da ödemelerini yaptıkları tespit edilmiştir. Sayıştay Başkanlığınca tanzim edilen rapor ile ödeme yapan kişilerin soyadından yola çıkılarak kredi kartı ile ödemesini yaptığı hastanın kaydı değerlendirilmeksizin salt kredi kartı ödemesi çerçevesinde fazla ilave ücret alındığı kanaatine varıldığı görülmüştür. Hatta bazı hastalar için listede yer alan isim ve soyadı benzerliği tek kişi olarak değerlendirilerek fazla ilave ücret alındığı şeklinde hatalı tespite yer verilmiştir.
2. Bilgisi ve yazılı onamı ile ücretli hasta statüsünde işlem yaptıran hastalar, estetik amaçlı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından finanse edilmeyen hizmetleri alan hastalar ya da sosyal güvencesi olmayan hastaların da ilgili yazı ekinde fazla ilave ücret alındığı iddiasına konu hastalar arasında yer aldığı görülmüştür. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 64 maddesi ve yine Sağlık Uygulama Tebliği’nin 4.2. maddesi finansmanı sağlanmayan sağlık hizmetlerini düzenlemekte olup, mevzuatta dahi finansmanı sağlanmayan sağlık hizmeti bedellerinin sağlık hizmeti sunucusu tarafından bedeli hastadan tahsil edilmesi sureti ile verilmesi düzenlenmiş olmasına rağmen anılan bedellerin hukuka aykırı biçimde fazla ilave ücret olarak değerlendirildiği görülmüştür.
3. GSS kapsamında sigortalı ve bakmakla yükümlü olduklarından yasal olarak tahsili zorunlu olan ve hatta tahsil edilememesi cezai yaptırıma tabi olan 12 TL tutarındaki katılım payı ödemeleri de hasta ya da yakınları tarafından kredi kartı ile ödenebilmekte olup, katılım payı ödemelerinin de ilgide yazı ile fazla ilave ücret olarak değerlendirildiği görülmüştür.
Maliye Bakanlığı’nın 16.02.2008 tarihli Vergi Usul Kanunu sirküleri çerçevesinde; bu kapsamda tahsilatı yapanlarca Sosyal Güvenlik Kurumu adına tahsil edilen muayene katılım payı, bunların Kurumdan alacaklarına karşılık yapılan ve avans niteliği taşıyan ödeme olması niteliği ile katma değer vergisine tabi tutulmakla birlikte bu bedelin kredi kartı ile tahsil edilmesi halinde mükellefçe verilecek beyannamenin ilgili döneminde gerçekleştirilen teslim ve hizmetlere ait bedelin kredi kartı ile tahsil edilen kısmında yer almaktadır. Ancak bu tutarın Tabloda beyan edilen tutar ile uyumsuzluk göstermesi ve vergi dairesinden bu hususun mükelleften sorulması halinde tahsilâtın Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılan hasta katılım paylarına ait olduğu izah nedeni olarak kullanılmaktadır. Dolayısıyla katkı paylarının kredi kartı ile tahsil edilmesinin mali ve hukuki engelinin olmadığı mevzuatın açık hükmü ile sabit iken, yapılan tespitin açıkça hukuka aykırı olduğu sabittir.
4. Hastaların anlık provizyon duraklamaları sebebi ile alınan ve daha sonra iade edilen bedellerin de ilk yapılan ödemeden yola çıkılarak fazla ilave ücret olarak değerlendirildiği görülmüştür.
5. Hiçbir tıbbi endikasyonu olmayan ve hastanın bir şikâyeti olmaksızın yaptırılmasını talep ettiği ve bedeli Türk Tabipler Birliği fiyat listesine göre belirlenmiş check-up ve benzeri kapsamındaki hizmetlerden alınan ücretlerde fazla ilave ücret olarak değerlendirilmiştir.
6. Özel sağlık sigortasını kullanan ya da sağlık hizmeti sunucusu ile anlaşmalı kurum mensuplarının yaptıkları ödemelerin de bu kapsamda değerlendirildiği görülmüştür.
7. Hastalardan yasal çerçevede ilave olarak alınabilecek ücretlerin fazla ilave ücret olarak değerlendirildiği görülmüş olup, Sosyal Güvenlik Kurumunun bu konuda yayınladığı genelgeye göre yasal katılım paylarının tahsil edilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığından anılan tespit açıkça hukuka aykırıdır.
8. Ayrıca, acil servise müracaat sonrası stabil halde poliklinik muayenesine başvurmuş olan hastaların ödediği ilave ücret ve katılım payları fazla ilave ücret olarak değerlendirilmiştir. Anılan döneme ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Acil Sağlık Hizmetlerinde Yeşil Alan Uygulaması Konulu Genelgesi uyarınca “yeşil alan” olarak tabir edilmesi gerekli hasta grupları hem acil serviste hem de sonrasında polikliniklerde aldıkları sağlık hizmetlerinde yasal katkı paylarını ödemekle mükellef tutulmuş olup, anılan tahsilâtların fazla ilave ücret olarak değerlendirilmiş olması açık şekilde mevzuata aykırılık teşkil eder niteliktedir.
9. Özel Hastaneler Yönetmeliği’nin 10. maddesi ile Hastane personeline, hasta ve hasta yakınlarına hizmet vermek üzere kafeterya, kantin, çiçekçi, berber, lostra gibi birimlerin iletilmesine imkân sağlanmış olup, anılan birimlerde hasta ve hasta yakınlarınca satın alınan hizmetin de fazla ilave ücret olarak değerlendirilmiştir.
Özetle tekrarlamak gerekir ki, kredi kartı ödemelerinden yola çıkılarak hasta dosyası ve alınan tıbbi ya da otelcilik hizmetinin içeriği ve niteliği eşleştirilmeksizin kanata varılması yukarıda başlıklar halinde izah edilen ve hatta özel sağlık hizmeti sunucuları tarafından her vaka bazında çoğaltılabilecek örnekler çerçevesinde tamamen hatalı kanaate varılmasına sebebiyet vermiştir. Kaldı ki, anılan hastalara ilişkin Özel Sağlık Sunucusuna iletilmiş herhangi bir şikâyet, başvuru ya da iade talebi bulunmadığı dikkate alındığında, kabul anlamına gelmemek kaydı ile bu aşamada cezai şart tayini sözleşmeye de aykırılık teşkil edecek niteliktedir.
Arz ve izah edilenler çerçevesinde, Sağlık Hizmet Sunucuları ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasında imzalı 2012 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alım Sözleşmesi’nin ilgili maddeleri çerçevesinde tespit yapılmadan yukarıda açıklanan nedenler göz ardı edilerek salt kredi kartına bağlı tahsilâtlardan yola çıkılarak cezai şart uygulanması hukuka aykırı olduğu gibi, sağlık hizmeti sunucuları açısından telafisi güç ve hatta imkânsız zarara uğramasına sebebiyet verecektir. Bu nedenle tebliğ edilmeyen Sayıştay raporuna ilişkin her türlü yasal hakkın saklı tutulmak sureti ile, Sözleşmenin 11.3.1. maddesi çerçevesinde tebliğ edilen yazı ekinde yer alan hasta kayıtları da değerlendirerek 10 iş günü içerisinde hatalı tespitten yola çıkılarak hiçbir cezai şart uygulanmamasını talep eder detaylı savunmanızı sunmanızı hukuken tavsiye ederiz.
Av. Sedat Bozanoğlu
OHSAD Hukuk Danışmanı